Biliyorum şimdi bu UFO konusu da nerden çıktı diyorsunuz. Bir UFO sitesi hazırlamak için çok düşündüm yıllardan beri sizlere karşılıksız olarak UFO'larla ilgili bilgi vermek için senelerce çalıştım ve şu an sizlerin karşısına doğru ve güvenilir bilgilerle çıktım. Evrende Zeki Hayat (UFO'lar) gerçeğini anlayabilmek için Enkarnasyonun ne demek olduğunu anlamamız gerekmektedir.
Enkarnasyon: Varlıkların kainat içerisinde istek ve ihtiyaçlarını karşılamak için ve maddenin yapısını öğrenip, ona hakim olmak, onu kendi iradesi yönünde kullanarak, hem maddeyi geliştirmek, hem de kendi varlığını geliştirmek üzere bağlı bulunduğu ortamın maddesine uygun olarak, ete kemiğe bürünmek manasına gelir. Şimdi bu bilgiler ışığında evrende zeki hayat anlayışını birlikte incelemeye çalışalım:
Bizim gezegenimiz samanyolu galaksisi içerisinde ki en küçük gezegen, üstelik evrenlerde daha bunun gibi milyarlarca galaksi var her şeyden önce bu kadar küçük bir gezegen evrenin en önemli gezegeni olabilir mi sizce bunu lütfen iyi düşünün. Biz daha henüz içinde yaşadığımız gezegenimizi bile tanımıyoruz. Örneğin, denizler ve okyanuslar hakkında doğru düzgün bir bilgiye sahip değiliz. Dünyamızdaki volkanik aktivitelerden tutun da, mağma tabakalarına, hatta antarktika da neler olduğunu bile bilmiyoruz, kısacası dünyayı tanımıyoruz.
Evrende canlılık konusunda yapılan birçok araştırmada Asitlerin, Lavların, Kaynar suların ve donmuş suların altında yaşayan varlıkların olduğu tespit edilmiştir. Ve hatta dış uzaydan gelen meteor ve asteroit yağmurları sırasında meteroit'lerin üzerinde yaşayan arche adında bir bakteriye rastlanmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda bu bakterinin her türlü dünya ortamında yaşadığını (her türlü ortamda canlılığını sürdürebildiği ortaya çıkarılmıştır )(- 2000 derece) - (+ 2000) yapılan bu araştırmalar ışığında, evrende zeki hayat araştırmalarına hız verildi ve uzayda da hayat olabileceği fikri kabul edildi.
Bütün bu, uzayda hayat yoktur fikrinin altında yatan temel sebep, biz dünyada yaşayan insanların yaşamak için suya, oksijene ve havaya ihtiyacımız olduğu gerçeğidir, fakat unutmamamız gereken en önemli şey, bir ruh varlığı (insan) doğacağı ortamın yasa ve icaplarına bağlı olarak o ortamın zaman ve mekanına göre bedenlenir.
Bunun anlamı biz dünya insanları yaşamak için suya, oksijene ve havaya ihtiyaç duyarken, evrenin herhangi bir yerinde yaşayan varlıklar bizim gibi suya, oksijene ve havaya ihtiyaç duymak zorunda değiller. İşte bunun için bilim adamları uzaya çıktıklarında karşılarına bize benzeyen varlıklar ararlar fakat bulamadıkları zaman da uzayda hayat yoktur diye haykırırlar. Halbuki o bilim adamlarına şunu sormak istiyorum. Bir şeyi görmemek, bilememek ve bulamamak o şeyin yok olduğu anlamına mı gelir. Eğer öyleyse ağrıyı da, oksijeni de görmüyoruz ama ağrının varlığını reddedemeyiz ve oksijen olmadan yaşayamayız.
Sevgili arkadaşlar benim burada anlatmaya çalıştığım şey uçsuz bucaksız evrenlerin içinde dünya gibi toz zerresi kadar olan bir gezegende, sadece canlılığın burada oluşması sizce de abes değil mi? |